Alerjik nezle

Vücutta Alerji Neden Gelişir?

“Alerji” kelimesi, Latince kökenli olup “farklı tepki vermek” anlamına gelen bir kelimedir. Tıbbi olarak; “normalde zararsız olan maddelere karşı, başka insanların göstermediği şekilde, bağışıklık sisteminin farklı ve aşırı reaksiyon göstermesi” anlamını taşır.

Bağışıklık sistemini uyaran ve alerjiye neden olan maddelere “alerjen” denir.

Bağışıklık sistemi vücuda giren alerjen ile ilk karşılaştığında hiçbir klinik bulgu ortaya çıkmaz; çünkü henüz bu maddeye karşı özel antikorlar (IgE) üretilmemiştir. İlk temasta bu özel antikorlar üretilir; ancak ikinci temasta bağışıklık sistemi tepki verir ve böylece alerji belirtileri ortaya çıkar.

En Sık Karşılaşılan Alerjenler Hangileridir?

Bilinen ve en sık karşılaşılan alerjenler; polenler, hayvan tüyü, ev tozu-akarlar, küf mantarları ve özellikle suni katkı maddesi içeren gıdalardır.

1. Polenler:

Çiçekli bitkilerdeki üreme olayında rol alan çiçek tozları ya da diğer adıyla polenler, bahar aylarında yüzlerce veya binlerce bitki tarafından atmosfere salınmaktadır. Alerjen polenler üç mevsimlik dönem içinde etkinliklerini sürdürür.

  • Erken ilkbahar dönemi orta veya kısa süreli olup bu döneme ait polenlerin çoğunluğunu ağaç polenleri oluşturur. Örnek olarak söğüt, kavak, dişbudak, fındık, çınar gibi ağaçları verebiliriz.
  • Erken yaz dönemi ilkbahar döneminden hemen sonra başlar ve haziran ayı sonuna kadar sürer. Buğdaygillerin bu dönemde etkinlikleri çok fazladır. İlk çiçek açan haşişe yerini daha sonra domuz ayrığı ve tavşan bıyığı bitkisine bırakır. Kedi kuyruğu ve çim ayrığı haziran ve temmuz aylarında önemlidir. Bromis Mollis (yumuşak satranç) polenleri Nisan ayından Eylül ayına kadar atmosferde görülür ve alerjik yönden önemlidir.
  • Üçüncü dönem olan geç saman nezlesi döneminde Ambrosia (üzüm otu) polenleri alerjik hastalıklarda oldukça önemlidir.

2. Ev Alerjenleri:

Yıl boyu süren alerjik nezlenin nedenleri başında ev tozu gelmektedir. Ev tozunun alerjenik özelliği tek bir maddeden kaynaklanmaz. Ev tozu, özel bir ortamda canlı ve cansız birçok materyalin artıklarından ve parçalanma ürünlerinden oluşan bir bileşimdir. Bunlar arasında; hayvan döküntüleri, polenler, gıda artıkları, bakteriler, mantar sporları, böcek atıkları, inorganik madde parçacıkları ve akar (mite) bulunur. Akarların gelişmesinde nemli ortam idealdir. İnsan derisi döküntülerinin ve %80 nemliliğin olduğu yerler, yatak, çarşaf, yastık, yorgan, battaniye ve halılar canlı cansız akarların ve dışkılarının özellikle bol bulunduğu yerlerdir.

  • Hayvansal alerjenler: Hayvan derisi döküntüleri, kuş tüyü, kıl, tükürük, idrar, gaita yer alır. Kedi, köpek, kuş gibi hayvanlar en alerjik hayvanların başında yer alırlar.
  • Mantarlar: Yıl boyu süren alerik nezlede önemli etkenlerden biridir; daha çok nemli ve loş yerlerde ürer. Banyo ve mutfaklarda, rutubetli odalarda dolap ve sehpa arkalarında, ev bitkileri topraklarında üreyerek yıl boyu solunum havasına kolayca karışırlar. Bodrum katları ve çöp bulunan yerler de mantar sporlarının yoğun olabildiği yerlerdir.
  • Besinsel alerjenler: Çikolata, kakaolu gıdalar, boyalı içecekler (kola, hazır meyve suları), yağlı çerezler, baharatlı gıdalar (salam, sosis), boyalı yiyecekler (sakız, boyalı şekerler) alerjik özellikleri olan besinlerdir. Burun şikayetlerine ek olarak ağız, dil ve cilt şikayetlerine de yol açarlar.
  • Endüstriel ve kimyasal alerjenler: Toluen, platin tuzları, krom, nikel, latex ve asitler en önemli endüstriyel alerjenlerdir. Sık gözlenen kimyasal ve biyolojik alerjenler ise un, talaş, deterjanlar, çamaşır tozları, parfümler, egzoz gazları, sigara dumanı ve spreylerdir.

Alerjik Rinitin Belirtileri Nelerdir?

Alerjik rinitli hastalar; hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve burun kaşıntısı şikayetleri ile başvururlar. Ayrıca geniz akıntısı, öksürük, halsizlik, koku almada güçlük olabilir. Bazı hastalarda damak ve kulak içinde kaşıntı görülebilir.

Beraberinde alerjik konjunktivit de varsa; gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık eşlik edebilir. Sürekli ağız solunumuna bağlı yüksek damak ve diş bozuklukları oluşabilir. Alerjik rinitte şikayetler çift taraflıdır; tek taraflı veya sarı/yeşil renkli burun akıntısı olması alerjik rinit ile uyumlu değildir. Kaşıntı nedeniyle sık sık elleriyle burunlarını yukarıya doğru itme hareketi (alerjik selam) ve buna bağlı burun ucunda yatay çizgi oluşumu ile beraber gözaltlarında görülen ödem, hafif koyu renk değişikliği alerjik rinitin tipik bulgularıdır. Tedavi edilmeyen hastalarda rahat nefes alamama nedeniyle uyku bozuklukları görülebilir.

Çocuklarda; dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, sınav başarısızlığı ve özgüvende azalma olabilir.

Erişkinlerde; anksiyete, depresyon, akademik performansta ve iş üretkenliğinde azalma bunların sonucunda da yaşam kalitesinde düşme görülebilir.

Alerjik Rinit ve Nezle Arasındaki Fark

Alerjik rinit ve nezle belirtileri birbirlerine benzeyebilir; ayırt etmenin birkaç yolu vardır. Ateşiniz yoksa ve ince, sıvı bir burun akıntınız varsa alerjik rinite yakalanmışsınız demektir; ama burun akıntısı daha sarıysa, vücudunuzda ağrılar varsa ve düşük de olsa ateşiniz çıkmışsa bu bir nezle belirtisidir. Alerjik rinit alerjen maddeyle temas halinden hemen sonra başlar; nezle ise virüsü kaptıktan birkaç gün sonra ortaya çıkar. Alerjik rinit, alerjen maddeye maruz kaldığınız sürece devam eder; nezle ise sadece üç beş gün sürer.

Alerjik Rinit Kimlerde ve Ne Zaman Görülür?

Alerjik rinit genellikle alerji yatkınlığı olan, atopik olarak adlandırılan kişilerde görülür. Bu kişilerde diğer alerjik hastalıkların (egzema, ürtiker, astım) görülme sıklığı da artar. Ailesinde alerjik hastalık öyküsü olan kişilerde de alerjik rinit görülme sıklığı artar. Hastalık semptomları genellikle 40 yaşından önce görülür, yaş ilerledikçe şikayetler azalır. Hastalığın kendiliğinden tamamen geçmesi çok nadir görülen bir durumdur.

Alerjik Rinitin Farklı Tipleri Var Mıdır?

Alerjik rinit, belirtilerin süre ve şiddetine göre sınıflandırılır. Bulgular haftada dört günden az veya dört haftadan kısa süreli ise “intermitan (aralıklı)”, haftada dört günden çok ve dört haftadan uzun süreli ise “persistan (süregen)” alerjik rinit denir.

Şiddetine göre sınıflarken ise; uykuda bozulma, günlük aktivite ve egzersizde bozulma, iş/okul hayatında bozulma ve sıkıntı verici belirtiler eşlik ediyorsa “orta/ağır”, hiç birisi eşlik etmiyorsa “hafif” alerjik rinit olarak tanımlanır.

Günlük pratikte ise daha sık olarak; bahar mevsiminde görülüyorsa “mevsimsel”, tüm yıl boyunca görülüyorsa perenial (yıl boyu) alerjik rinit olarak sınıflandırılır.

Mevsimsel alerjik rinit; çoğunlukla havada uçuşan ağaç, çayır ve ot polenlerine bağlı olarak oluşur ve “saman nezlesi” olarak da adlandırılır; ancak doğru bir tanımlama değildir. Yaşanılan coğrafi bölgeye göre polen miktarları değişebilir. Kuru ve rüzgarlı havalarda polen miktarları daha yoğundur ve alerjik rinit bulgularında artış görülebilir.

Yıl boyu alerjik rinitte ise nedenler daha çok; ev tozu akarı, küf mantarı, hamam böceği, hayvan tüyü gibi ev içi alerjenlerdir.

Alerjik Rinitin Tanısı Nasıl Konulur?

Alerjik rinit tanısında en önemli nokta hastanın hikayesidir. Hekimler, alerjik rinit tanısı için öncelikle hastada görülen belirtileri inceler. Belirtilerin, hangi mevsimde ve nasıl ortaya çıktığı teşhis için önemlidir; nelerin tetiklediği ve hangi mevsimde ortaya çıktığı tanıyı koymada yardımcı olacaktır.

Muayenede; hastanın burun mukozası ve diğer noktalar incelenir. Burun endoskopisinde burun iç yüzeyi soluk ve “konka” denilen yumuşak dokular şiştir. Hastaların muayenesinde koyu ve yapışkan burun akıntısı görülebilir. Burun içinde soluk renk, saydam salgı artışı, ödem, şişlik ve burun eti büyümesi görülebilir. Ağız içinden bakıldığında geniz akıntısı ve farenjit bulguları görülebilir.

Alerjik rinit tanısı için antikor IgE testi gibi pek çok tanı testi bulunur. Deriye uygulanan alerji testleri en sık kullanılan yöntemler arasındadır. Kan veya deriden yapılan alerji testleri ile rinite neden olan alerjik ajan ortaya çıkarılabilir; ancak testlerin sonuçları negatif olsa bile hastada görülen belirtilerle de teşhis konulabilir.

Radyolojik görüntüleme tetkikleri normal şartlarda gerekli değildir; tedavinin başarısız olduğu veya alerjik rinit dışında bir hastalık düşünüldüğünde yapılabilir.

Alerjik rinit; enfeksiyona bağlı rinit, alerjik olmayan rinit, rinosinüzit, polip (burunda et), geniz eti büyüklüğü, yabancı cisim, kistikfibrozis, kartegener sendromu ve tümör gibi pek çok hastalıkla karışabileceğinden hastalar ayrıntılı değerlendirilmelidir.

Alerjik Rinit Nasıl Tedavi Edilir?

Alerjik rinitin tedavisi şikayetlerin giderilmesine yöneliktir; hastalık bu tedaviyle ortadan kaldırılamaz. Alerjik rinitin tedavisinde bulguları tetikleyen alerjenlerden kaçınma ve ilaç tedavisi esastır. Birçok hastanın şikayetleri bu şekilde kontrol altına alınabilir. En sık kullanılan ilaçlar; alerjenlerin etkisini azaltan antihistaminikler ve kortizon içeren burun spreyleridir. Alerjik rinitin tedavisinde hekim tarafından, antihistaminik denilen ve alerjenle karşılaşıldığında olaya neden olan madde salınımını engelleyen ilaçlar kullanılır. Bunlar genellikle de çok faydalıdır. Alerjene maruz kalmadan önce kullanıldığında etkileri daha iyidir. Özellikle kaşıntı, akıntı ve hapşırma gibi belirtilerin giderilmesinde etkilidirler. Ayrıca burun iç yüzeyindeki şişliği azaltan ilaçlar da tedavide kullanılmaktadır. Yaygın olarak kullanılan bir diğer seçenek ise kortizon içeren burun spreyleridir. Spreylerde bulunan kortizon sadece burun bölgesine uygulandığından yan etkisi yok denecek kadar azdır. Burun yıkama gibi tedaviye yardımcı önlemlerin de faydası vardır; ancak tüm bu ilaçlar muhakkak hekim tarafından hastalığın şiddeti ve hastanın durumu değerlendirilerek verilmesi gerekir. Hastalığın medikal tedavisi aynı zamanda çevre kontrolü danışmalığını da kapsamalıdır.

İlaç tedavisi yanında etkinliği kanıtlanmış diğer bir yöntem aşı tedavisidir (immünoterapi). Alerjik rinit şikâyetlerinin düzelmesini sağlayan alerjen immünoterapi bazı hastalarda astım gelişimini de önleyebilir.

Tedavinin ana esasları alerjen uyaranlarla temasın kesilmesi, ilaç tedavisi, hiposensibilizasyon (aşı tedavisi) olmakla birlikte; alerji nedeniyle oluşan burun eti ve sinüzit, polip gibi sorunlara yönelik olarak cerrahi tedavilerin (konka cerrahisi, sinus cerrahisi) de uygulanması gerekli olabilir. Burunda alerjik et (polip) gelişmesi durumunda cerrahi tedavilerin tekrarlanması gerekebilir.

Alerjik Rinitli Kişilere Tavsiyeler

  • Alerjik rinitli kişilerin tozlu ve polenli ortamlarda bulunmaması, eğer bulunmak zorunda kalacaklarsa maske kullanmaları gerekir.
  • Polenlerin uçuştuğu mevsimlerde kapı ve pencereler kapalı tutulmalıdır. Özellikle kaloriferli evlerde kuru ev havası alerjik rinitin kötüleşmesine neden olabileceğinden evde hava nemlendiricileri kullanılmalıdır. Oda havasının temizliğine dikkat edilmelidir.
  • Evde hayvan ve bitki beslemekten kaçınılması gerekir.
  • Tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu ve sentetik olanlar tercih edilmelidir. Toz barındırabilecek tarzda kilim, halı gibi ev eşyaları kullanılmamalıdır.
  • Mobilyalar haftada iki defa temizlenmelidir. Alerjisi olanlar mümkünse temizlik yapmamalı, yapmak zorunda iseler temizlik sırasında ve sonrasında 15 dakika maske takmalıdırlar.
  • Hastanın yatak odasındaki yatak, yastık ve yorgan alerjen geçirmeyen kılıflar ile kaplanmalıdır. Eğer yatak eski ise değiştirilmesinde yarar vardır.
  • Yatak takımları, ev tozu akarları ve yumurtalarını öldürmek amacı ile her hafta 60 derecede yıkanmalıdır. Çocuklar tüylü oyuncaklarla uyumamalıdır.
  • Genel sağlık kurallarına uyulmalı, egzersiz yapılmalı, sigara içilmemeli, dengeli beslenmelidir.
  • Antialerjik çamaşır deterjanı kullanılmalı ve yumuşatıcı gibi fazla koku bırakan ürünler kullanılmamalıdır.
  • Parfüm, deodorant vb. güzellik ürünleri kullanılmamalıdır.
  • Ev temizleme ürünleri, arap sabunu benzeri yani katkısız olmalıdır ve oda parfümleri kullanılmamalıdır.
  • Çamaşırlar ev içinde ya da açık havada değil kurutma makinasında kurutulmalıdır.
0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir